3 Gün Sessizlikte Kaldım: Zihnimin Gerçek Sesini İlk Kez Orada Duydum
Modern hayatın temposunda, zihnimizin ne kadar gürültü yaptığını çoğu zaman fark etmiyoruz. Hep bir şeyler söylüyor, yorumluyor, yargılıyor... Ben de bir gün, telefonumu kapatıp sadece kendimle baş başa kalmaya karar verdim. Bu, beklediğimden çok daha derin bir deneyimdi.
1. Gün: Gürültünün Arkasındaki Kaçış
Sabah ilk iş, telefonumu uçak moduna aldım. Sessizliğe girmek kolay gibi görünse de, iç sesin bağırmaya başladığı ilk saatlerde anladım ki… ben yıllardır “düşüncelerimle kaçıyormuşum.”
- Kahve mi yapsam?
- Instagram’a bir baksam mı?
- Yarın yapılacaklar listesi…
Direnmedim. Sadece fark ettim.
2. Gün: Direnişin Dağılması
Zihnim daha az konuşmaya başladı. Artık pencereden dışarı bakarken sadece bakıyordum. Yorumsuz. Etiketlemeden. Sessizlik içinde bir iç gözlem alanı doğuyor.
“İçeride sürekli konuşan bir ben daha var. Ama onu ilk kez bu kadar net duyuyorum.”
3. Gün: Gerçek Ben’le Tanışma
Üçüncü gün artık dış dünyadan tamamen kopmuş gibiydim ama bir o kadar da iç dünyamla birleşmiştim. Ne geçmiş, ne gelecek… sadece şimdi vardı.
“Sessizlik korkutucu değil. Sessizlik, ruhun ana dili.”
Sonuç
3 gün kimseyle konuşmadım. Sosyal medya yoktu, müzik bile yoktu. Ama sanırım yıllardır ilk kez gerçekten kendimle konuşabildim.
Eğer siz de hayatın gürültüsünden bunaldıysanız, “sessizlikle randevulaşmayı” mutlaka deneyin. Belki orada, sizin de içinizde uzun süredir bekleyen bir ses vardır...
Bonus: Sessizlik Deneyimi İçin Küçük Başlangıçlar
- Günde 1 saat dijital detoks
- Kahve içerken sadece içmeye odaklan
- Kendi kendine “şu an ne hissediyorum?” diye sor